Saffet Şimşek
Bu ülkede her ailede ya da yakın çevresinde mutlaka, bağlama çalan türkü söyleyen birileri bulunur. Sayılmadı belki ama, biz biliriz ki her üç dört evden birinin duvarında teli kopuk, burgusu bozuk da olsa bir bağlama asılıdır. Dost meclislerinde, aile toplantılarında, bayramlarda, bir araya gelinen her ortamda o bağlama duvardan indirilir, meclisin içinden birisi topluluğun ortak duygularına tercüman olur, ortak sevinçleri dile getirir, ya da kimi zaman ortak hüzünleri.... İşte, "Dört mevsim türküler" adını verdiği albümünde Saffet de, her şeyden önce bu toprakların değerleriyle yetişmiş bir insan olarak bugüne kadar biriktirdiklerini ortaya koyuyor, evlerimize, dost sohbetlerinin süslediği sofralarımıza sunuyor, bizlerle paylaşıyor. O bunu yaparken, halkın değerlerini kullanıp bunlar üzerinden ün ve servet yapanlara inat, türküleri sadece sevdiği için söylüyor, sevdiklerine sunup, onlarla paylaşmaya çalışıyor. Tıpkı her ailenin yakın çevresinde mutlaka bulunan ve her buluşmada mutlaka çağrılan bağlamacı gibi, kendinde olanı ortaya seriyor samimi bir biçimde. Abartısız, satışa ihtiyaç duymadan, nesi varsa onu koyuyor ortaya. Saffet Şimşek bir müzik öğretmeni. ama o bu albümde bir müzisyenden çok müziği seven bir insan olmasıyla öne çıkıyor. Mesele müzikte bir ustalık sergileme ya da öne çıkma değil, sevdiği türküleri ve kendi üretimi olan besteleri insanlarla paylaşma. böyle olunca da, kapımızı çalıp gelen yakın bir dostumuz gibi, beraberce çalıp söyleyebileceğimiz bir insan gibi kabul edebiliriz onu. Saffet'in "Dört mevsim türküler" albümü, bu yüzden buz gibi soğuk bir rekabeti ve her şeyin kazançla, satışla ölçüldüğü "müzik piyasası"na değil, evlerimize hoşgelmiş...
Tamburam Rebab Oldu
Saffet Şimşek
Haberler
Haber Bulunmamaktadir...